Özellikle 2007 yılı sonrası ülkemizde kiminle konuşuyorsanız hemen diğerlerini, toplumu, insanlarımızı olumsuz yönde eleştirmeye başlıyor.
“Neden?..”
“Geçmiş;” Ülkenin
toprakları insanların ellerinden alındı, milyonlarca insan doğduğu yerlerden
sürüldü, vatanı işgal edildi, sadece Balkan savaşı ve sonrasında yedi milyon
insan sürgünlerde hayatını kaybetti, kalanlar gittikleri yerlere üç kuşak
geçmesine rağmen uyum sağlayamadı. Kafa karışıklığı devam ediyor. Fabrikaları
kapatıldı. Okulları kapatıldı. Eğitim, öğretim, devlet düzeni bozulup, kötü
algılama ve güven bunalımı oluşturuldu.
“Oluşan düşünce;” herkes
kötü, görevini yapmıyor, iyi giden hiçbir şey yok, insanlık kalmadı, sevgi
kalmadı, saygı kalmadı vb.
“Şikayetçiyiz;” Yönetim
ve yönetimlerden, evimizden, işimizden, komşumuzdan, geçmişimizden ve her şeyden!..
“Umutsuzuz;”
sağlığımızdan, trafikten, yiyeceklerimizden, sevdiklerimizden,
dostluklarımızdan, çocuk ve torunlarımızın geleceğinden, eğitim düzeninden,
havamızdan!..
“Ülkemiz;” Dünya
devletleri; son iki yüz yıl dan beri,
dört bir taraftan üzerimize geliyorlar. Fabrikalarımız satılıyor, gençlerimiz
imam yapılmaya çalışılıyor, “ya imam, ya kolej paralı üniversiteye sonrası
beyin göçü,” oluşturuluyor, üreten yok ediliyor, holdingler, büyük şirketler
yurt dışına kaçıyor, tarım yaptırılmıyor vb!..
“Durum;” Türkiye’de;
tüm seçimlerde, oylar 1939 tarihinden beri sayılmadı. Ülkemize ve
insanlarımıza, yok etme politikası uygulandı. Birilerinin istediği oylar ve
yüzdeleri yazılıp seçim bitirildi. Başbakan bile oyunla Milletvekili yapılıp
makama oturtuldu. Halkın oyları Parlamentoya yansımadı, halk şaşkınlaştı, kendi
kendine nereye gidiyoruz diye sormaya başladı. Herkes kendiliğinden, sadece
konuşup hiçbir şey yapamaz duruma getirildi. Bu şaşkınlık, aynı zamanda
bitkinlik, yılgınlık, umutsuzluğa dönüştü. Irak, Suriye krizi suni olarak
oluşturuldu, dört-beş milyon ne oldukları bilinmeyen insanlar Türkiye’ye
sokuldu. Türkiye’ ye Araplaştırma projesi dayatıldı. Türkiye’nin kaynakları bu
ne olduğu belli olmayan insanlara yedirildi ve yediriliyor. Kırk yıldır pkk
diye suni bir şey kurdurulup binlerce insanımızı karşılıklı kendi insanımıza
öldürttüler. Milyarlarca TL lık harcama yaptırarak insanlarımızın üzerine
batıdan satın alınan bombalarını attırdılar. Diğer bir taraftan da
okullarımızda batı okulları( KOLEJ) adı altında çocuklarımıza onların
dili ve adetleri öğretilip Türkiye’den koparıyorlar, hem de ailelerin ciddi
miktarda paralarını alarak. Bu baskıların benzerleri de Rusya ve Çin tarafından
tüm Türk Cumhuriyetlerine ve topluluklarına uygulanmaktadır. “(Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, KKTC, Uygurlar, Tuva, Kazan,
Kırım, İran Türkleri, Afganistan ve daha birçokları...)”
“Ne olacak şimdi:”
Bu vatan Anadolu, daha 97
yıl önce bütün dünyaya karşı “İstiklal” savaşı verdi, kazandı, ancak savaş
bitmedi bugün tüm şiddetiyle devam ediyor. “Bu savaşı bizim atalarımız
yaptı başardı; kendimizi neden küçümsüyoruz!!! bu savaş
kazanılmasaydı biz olmayacaktık veya Orta Asya’ya sürülmüş, yollarda
telef olmuş, Rusya’nın boyunduruğu altında olacaktık. Şu an
oralarda yaşayan tüm Türk insan toplulukları Rusya’nın baskısıyla konuşamaz,
sorunlarını anlatamaz hatta kültürlerini kaybetmektedir. Azerbaycan'ın Karabağ
bölgesindeki işgal ve yerlerinden sürülen telef olan, her gün ağlayan bir
milyon insan bizim insanımızdır. Tüm bu olanları göz ardı edemeyiz. Bizimde
başımıza gelmesini önlemek mecburiyetindeyiz.
Daha dün Çanakkale
Zaferinin 104. yıldönümünü kutladık. Bu savaş bütün dünyaya karşı kazanılmış
bir zaferdir. İki yüz elli bin insanımız bu vatan uğruna şehit olmuştur. Bu
yaşananları küçümseyemeyiz. Bu savaşlarda bizim atalarımız, savaştı ve kazandı.
Türk toplumunu olumsuz, yok edici yıpratıcı kendine güvensiz, yurtdışına
kaçmayı düşünen duruma getirme yönünde yapılan insan eleştirilerini bırakmalı,
üreten, yücelten, yapan, eden, kılan, eyleyen yöne döndürmeli insanımıza sahip
çıkmalıyız. Yok etmek değil başarılı olmamız için gayret etmeliyiz.
Batılı hırsız,
aşağılıkların (bize barbar, pis, saldırgan, kesilip yok edilmeli diyen)
1281 yılında devlet ve kiliselerinin başlattığı “Türkiye’yi parçalama
tasarılarının 106.sını” 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadık. TBMM binasını
dahi bombalattırıldılar. Ordumuz neredeyse tamamen batının eline geçiyordu.
“Türkler,” töreleri,
gelenekleri çok güçlü, son buzul çağı sonrasından beri insanlığın temel
omurgasını oluşturan bir toplumdur. Dünyanın her yerinde Uygarlıklar,
İmparatorluklar, Devletler kurmuş bir millettir. “Bunun son örneği
1959 yılından sonra Avrupanın birçok ülkesine göç eden Türklerdir. Almanya ve
diğer ülkelerde en üst yönetim, iş insanı, sanatçı vb. gibi olmuşlardır.”
Çeşitli nedenlerle
göçtüğü yörelere, sanat, uygarlık, bilim götürmüş devletler kurmuştur.
Türklerde sanat ne kadar ileri olduğunu Orta Asya, Anadolu, Mezopotamya ve
dünyanın her yerinde bulunan tarihi eserlerde görmekteyiz. Dünyanın tüm
müzeleri Turan halkının eserleriyle doludur. Batılı uygar denilen aşağılıklar
bunları çalmış götürmüş kendi eserleri gibi sergiliyorlar. HIRSIZLAR. Turan
halkları içinde en önemli halk Türklerdir. Çok güçlü bir halktır. Binlerce
yıldır en büyük imparatorluklar( Roma, Mısır, Büyük İskender, Bizans
vb.)yıkıldı dağıldı yok oldular, ancak Türkler on sekiz bin yıldan beri dimdik
ayaktadır.( Kazım Mirşan, Haluk Tarcan)
Bu nedenlerle endişeli
olmaya gerek var ancak umutsuz olmaya gerek yoktur. Tüm krizlere toplumun
direnci çok yüksektir.
Yapmamız gerekenler:
1- Türk Tarihinin Ana
Hatları 605 sayfa Atatürk hazırlatmış. Tarih tezinin ön
hazırlığıdır. Herkes
okumalı
2-“Atatürk’ün Türk Tarih
Tezini” herkes çok iyi bilinmelidir.
3-Türkçe’yi herkes
çok iyi bilinmeli, konuşmalı ve yazmalıdır.
Kaynakça
Atatürk’ün Türk Tarih
Tezi Ziya Karal 8 Sayfadır. Google da bulunabilir
Türk Tarihinin Ana
Hatları 605 sayfa Google da bulunabilir. İsteyene PDF olarak gönderebilirim.
Atatürkçülük 37 sayfadır.
Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi
S 51, Bahar 2013, s.
579-615 İsteyenlere PDF olarak gönderebilirim.
Türkçe; Anlamdan Anlatıma
Türkçemiz Muhittin Bilgin 3. Baskı ANI Yayıncılık
Bilgi amaçlıdır.
Saygılarımla
Metin Cansız
20 Mart 2019
Yorumlar
Yorum Gönder