ATATÜRK'ÜN KURDUĞU
DEVLET AVRUPA TRENİNİN SON VAGONUMU!
Avrupa İle Türkiye
Yok Olmaya Gidiyor! Neden!
Değerli Türk Milleti;
Atatürk, "Türk Milleti, kendi öz kültürü, yaşam biçimi, gelenek,
görenekleri ve şimdiye kadar oluşturduğu uygarlıklarla ile yeryüzüne yeni bir
güneş gibi doğacaktır" dedi. Hiçbir
zaman emperyalizmin yedek lastiği olmadan, dünyada “Barışın Ustaları” olarak yerimizi
almamızı istedi.
Batının Türkiye planı şöyledir; niyetleri Türkiye’yi AB’ ye almak hiç olmadı,
1281 yılından beri zaman zaman yaptığı tek taraflı planlarla ülkemizi kan
gölüne çevirerek parçalamak, yıkmak, Kıbrıs'ı ele geçirmektir. Lozan
antlaşması, Avrupa ve Amerika açısından sadece kabuldür. Onlar için geçerli
antlaşma Sevr’dir. Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinin en çok rahatsız edici
tarafı Türkiye’nin kendi değerlerini oluşturmaktan çok onların değerlerine
köprü olmasıdır.
Değerli okuyucular, “Atatürk'ün dediğini şudur”, kimsenin
arkasından yürüme kendi değerlerinle kendi yolunda yürü. Önce Avrupa treninin
nereye gittiğine bakmak gerekir. 2100 yılında, bugün gördüğünüz Avrupa
olmayacak. Avrupa yaşlanmıyor, Avrupa yok oluyor. Koca bir toplum çöküyor. Aynı
durum, Ruslar için de geçerlidir. “Size, çok basit bir soru sormak istiyorum”.
Kendi kendini yok eden bir uygarlık ne biçim bir uygarlıktır?
Çok önemli bir Alman Aydını fevkalade bir yazar, temsili bir şekilde ve
milletine gittikleri yolun sonunu göstermek için, 40 yıl önce bu gerçeği bütün
çıplaklığı ile yazdı. Şu anda başını okşadığınız torununuzun çocuğu yaşarken,
Avrupa halkları yok olacaklar. “Eğer etrafta senin zenginliğine,
güzelliğine, coğrafi konumuna, beceri gücü çok yüksek insanına göz koymuş diğer
insanlar olmasa, dilediğin yolda gidebilirsin, ama dünyayı rekabet içinde ve
hayatta kalma mücadelesi vermek zorunda bıraktılar”. Sadece insanlar
kişisel değil, bu insanların, çıkarlarını korumak için kurdukları yönetimler
olan devletler de aynı durumdadırlar.
Kendin için, kendimiz için; bilim, gelenek, inanışlar
birlikte yürümeli ama bilim hep bir adım önde olmalıdır. Aksi takdirde kendini
savunamazsın, başkaları izin verdiği kadar yaşarsın. Amerika, dünyanın öteki ucundan
gelip Bağdat'ı bombaladı. Bölge insanları hiçbir eylem yapamadı. Bu duruma
düşmemizin sebebinin, 400 yıl önce, doğa bilim derslerinin Şeriata aykırı"
diye medreselerden çıkarılması olduğunu hiç bir zaman unutmayın. "Kahire
dindarlarının" etkisi ile İstanbul'da Kadızade ve 4'ncu Murat'ın İslam
dünyasına yaptıkları bu kötülük, 400 yıl içinde sayısız, günahsız Müslüman'ın katledilmesi, sömürge
yapılmaları, fakirliğe ve cehalete düşmeleriyle sonuçlandı. Atatürk'e karşı
olan her bir kişi, bu hainliğin içinde bir yerindedir. Bu kötülüğün bir
parçasıdır.
Avrupa halkları büyük ölçüde yok oluyorlar. Örneğin; Almanlar kentlerindeki boş
kalan evleri yıkıyorlar. Bir süre sonra o evler yeniden yapılacak ve eskisinden
daha fazla insan Avrupa'da yaşayacak. Çinliler, Afrikalılar, Asyalılar,
Araplar, Güney Amerikalılar, Hintliler, dünyanın her tarafından, çeşitli
milletlerden insanlar, belirli kıstaslara göre seçilerek Avrupa'ya
getirilecekler Şimdi gelelim, Avrupa treninin ister ilk vagonu olsun, ister son
Vagonu olsun, inilecek son durağın ismi; Yeni Amerika'dır.
Kurulacak bu yeni Avrupa'da, İngilizce konuşulacak. Buraya toplanacak insanlardan
ingilizce bilmeleri istenecek. Avrupa'nın ortak dili İngilizce olacak ve
mahalli diller ve dışarıdan getirilen diller, 4-5 kuşak sonunda unutulacak veya
çok zayıflayacak. Amerika'da yaşanmış olanlar, aynen Avrupa'da
tekrarlanacaktır.
Nedenine
gelince; Avrupalılar çocuk istemiyorlar. Kadın ile erkek arasında güven diye
bir şey kalmamış, Evlenen, kısa bir süre sonra, boşandığı takdirde ne kazanıp
ne kaybedeceğini hesaplamaya başlıyor. Kimse evlenmiyor. Gelinlik satan
mağazalar kapandılar. Sonuçta çocuk yok. Çocuk bir güvenin ürünüdür. Güvenin
olmadığı yerde çocuk olmaz.
Türkiye’ye gelince!
” Az çocuk, Türkiye'de de ön plana
çıkmaya başladı. Türkiye'nin okumuş kadınları çok az çocuk sahibi oluyorlar.
Bunun gayet tabi pek çok sebebi var, ama kurtuluş, az çocukta değildir. Kısaca
ifade edeyim, az çocuk demek; 50 yıl zenginlik, 20 yıl toplumsal huzursuzluk,
40 yıl teslimiyet, toplam 110 yılın sonunda ise yok olmak demektir. “ Şu an Türkiye’de zorunlu göçlerle gelenler
beş çocuk, yerli çok çocuklular da artık iki çocuk, iyi öğretimden geçen
kadınlarımız bir veya hiç çocuk yapmamaktadır. Durum budur.
Türk Milleti yok olmamak için
çocuk yapmalı, bilimi gerektiği biçimde her şeyin önünde tutmalıdır.
İki kuşağın Bodrum'da tatil merakı, bir milleti tarihten silebilir. Bu durum
Avrupa'da aynen gerçekleşiyor. Almanya'da, üniversite mezunu kadınların %
40'ının çocuğu yok. İşçi getiririm, onlar çalışırlar ben yönetirim diye
düşünüyorlar. Böyle düşünenler, yönetildiklerini de yaşarlar. Türkiye'nin
okumuş ve öğrenmeye hazır insanları da, yeni kurulacak Yeni Amerika'da
yerlerini alacaklar. Kurgu filmlerinde seyrettiğiniz pek çok elektronik tedbir
alınacak. Bütün bu planları bozacak bir olay da yaklaşıyor. Çevre Felaketi.
Anadolu, tarihte, bütün büyük iklim felaketleri zamanında insanlara iyi kötü
yaşam sağladı. Gelmekte olan felaket günlerinde de en avantajlı sığınaklardan
biri gibi gözüküyor.
Fas-İspanya arası kapatılırsa, bütün Akdeniz ve Karadeniz sahilleri ve ülkeleri
kurtulur. Kapatılmazsa, sadece sahiller kaybolmayacak, nehirler denize
boşalamayacağı veya yavaş boşalacağı için, çok içerlerdeki şehirler ve tarım
alanları sular altında kalacaktır. Anadolu kalesini sağlam tutmalıyız. Bu
kaleyi biz 1071 de almadık. Lütfen bu yanlışı yapmayalım. Bunu böyle ifade
etmek, bize karşı kötü niyetlerle yaklaşan insanların tuzağına düşmek demektir.
1071 de daha önce çeşitli nedenlerle kaybettiğimiz Anadolu’yu geri aldık. Türkler
artık Müslüman olmuştu.
Sakın unutmayalım! Anadolu bizim en eski yurtlarımızdandır, Ana Yurdumuzdur. Bu
nedenle adı “Ana” “dolu” dur.
Metin Cansız
3 Mart 2022
İzmir - Türkiye
Kaynakça
Erdemgil, Sarper Fethiye, Savaşın
ve Barışın Ustaları 2018, Kuman
Yorumlar
Yorum Gönder