Çarşamba paylaşımı 19
26 Ekim 2022 MC

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
KURULUŞUNUN 99. YILI ANISINA
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
KİŞİLİĞİ VE ÖZGEÇMİŞ DEĞERLENDİRMESİ 1. BÖLÜM

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Tarihi Atatürk’ün Özgeçmişidir. Birisini bilmek için diğerini de bilmek gerekir.
Oluşturucu ve enerji kaynağıdır. Yeryüzünde toprak, bitki, taş ve sudan başka ne varsa hepsi Atatürk gibi insanların eseri yani buluşları değil midir? Doğadaki tüm nesneleri üç boyutlu görerek onlardan katma değer oluştururlar. İnsanlardaki güç, enerji, bilinç, ayrıcalıklı nitelikleri, yine bu insanlar görür ve onlardan yeni değerler oluşturmayı başarır, toplumun gelişmesini zenginleşmesini sağlarlar.
Atatürk’ü bilmek demek; bir insanın insanlığa yapabileceği tüm yeni oluşumları oluşturan bir insanı ve yapıtlarını öğrenmek demektir.
İnsanlık ağacı; bir Atatürk yemişini vermek için, yüzyıllar boyu sayısız yaprak döker çürütür. Çok az insan Atatürk gibi doğar. Herkes elektrik, yeni malzeme veya başka yeni bir buluşu bulamaz, ancak birçok bulunmuş malzemenin nasıl bulunduğunu ve bu malzemelerden ne tür yeni buluşlar yapılabileceğinin yöntemini öğrenip uygulamak, insanlığın hizmetine sokmak da çok önemli ve gereklidir. Atatürk’ün kurmuş olduğu yenilikleri devam ettirecek olanlar, Atatürk’ün yapım yönetim yöntemlerini öğrenmelidirler.
Gerçekler, nasıl karmaşık değil yalınsa, Atatürk de yalındır. Uzaktan bakıldığında anlaşılması kolay görünür. İnsanlık, bilim insanlarının buluşlarını kullanabilmeyi yüz yıllarca beklemek durumunda kalmıştır. Bu özverili insanların yaptıkları çok ayrıntılı araştırmalar ancak sonuçlandıkça kullanıma geçebilmiştir.
“Büyük buluşlarda şansın rolü çok azdır.” Büyük buluşçular gelecekte de olacak ancak henüz doğmadılar. Onların dünyaya gelip yenilikleri bulmaları ve insanlığa sunmaları çok önemli değil midir? Bu insanlar o toplum için gurur kaynağıdır, unutulmazlar.
Atatürk yeni Türkiye’yi çocukluğundan beri kendi içinde oluşturmaya başlamıştı. Öyle bir zekâ, öyle bir düşünce biçimi, algılama yetisi ve onun sabrı ve enerjisi olmadıkça Atatürk’e benzeyemeyiz.
Bir yazısından, bir öyküsünden veya söylevlerinden anladığımızı sandığımız Atatürk’ü, araştırdıkça ayrıntılarda yeni, gizemli yapılara ulaşırsınız. Yaklaşılan bir dağ gibi büyür. Tam da anladım dediğimiz zaman, artık onun tamamını göremediğimiz zamandır.
Örnekleriyle:
1. Savaştan sonra eski silahlarını Türkiye’ye satmak isteyenlerin teklifleri reddeden Atatürk “eski teknolojiye bizim gereksinimiz yok, ya yenisini kurar onlarla boy ölçüşürüz ya da bunu yapabilecek güce erişmemizi bekleriz” dedi.
16 Şubat 1925’te “Türk Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu), 1926 da Kayseri’de uçak fabrikası, buna ek olarak Eskişehir’de de uçak bakım işliği, uçak okulu kurdurdu. Bu okullarda kız erkek karışık uçak insanı yetiştirmek için Rus öğretmenler getirtti. Sabiha Gökçen dünyada ilk kadın savaş pilotu olarak yetiştirildi. Tek başına uçakla Balkan turu yapması da dünyada ilktir.
Balkanlarda ve hem de doğuda İran, Afganistan, Hindistan ve Irak ile Sadabat kardeşlik barış antlaşmalarını yaptı. Türkiye’nin etrafında bir barış çemberi oluşturdu.
Hatay’ı Fransızlardan kurtardı ülkemize kattı.
İstanbul ve Çanakkale boğazlarının Türkiye yönetimine geçmesini sağlayan Montreux antlaşmasını yaptı. Avrupa’da 2. Savaşın çıkacağı kesindi, bu antlaşma en doğru zamanda yapıldı.
İğde ağacı kesildiğinde, Nutuk’un sonunda “Gençliğe Hitap” bölümünü okurken, Anasının öldüğünü duyduğu anda, 26 Ağustos sabahı top sesleri arasında “Rabbim! Yunanlar asla kazanamayacak sözleri ağzından dökülürken, karısı Latife’den ayrıldığı gece, Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin genç yaşta ölmesine gözyaşlarını tutamayıp ağlayan da Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Kıskanılan, iftiralar atılan, idam fetvaları verilen, silah arkadaşları aracılığıyla öldürülmeye çalışılan, suikastlar düzenlenen, çağdaş Türkiye’yi oluşturmak için sağlam temeller atan, Çanakkale savaşında top sesleri arasında göğsüne çarpan şarapnel parçasının öldüremediği, Samsun’a çıkıp Sivas’ta, Erzurum’ da çalıştaylar yaparak halkı uyandıran gece gündüz savaş hazırlıklarında halkın çalışmasını sağlayan, opera, bale, müzik, tiyatro yüksekokulları açtıran, daha okuldayken Namık Kemal’in vatanla ilgili şiirlerini okuyup duygulanan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Yeni kurulan onlarca fabrika, okul için Ruslardan yardım alan, bunları kurmak, işletmek için Rusya ve diğer ülkelerde uzman yetiştirten, halkımızın yurdumuzun gerçek sahipleri olduğunu anlamaları ve var güçleriyle çalışmaları için 1. İzmir İktisat Kongresini yaptıran, bir lokma bir hırka yaşamaya razı her şeyi Allahtan bekleyen insan olmaktan kurtaran, İş Bankası, Sümerbank, Etibank ve Merkez Bankasını kurduran, yabancıların elinde olan DDY, deniz ve elektrik işletmelerini devletleştiren de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ tür.
400 yıldır sömürülen, onlar ne yapmaya kalksa, hepsine günahtır damgası vurulan, sen beceremezsin denilen, Türklerin alınteri dökerek yapacakları tek helal iş hamallık olan, eğitimsiz bırakılan, her şeye boyun eğen Türk insanının önünü açan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Çanakkale savaşı, Sakarya savaşı ve Kurtuluş Savaşını kazanan, Türkiye Cumhuriyetini Türk insanıyla Türk kültür ve uygarlık esasları üzerine kuran, söylenenleri bir çırpıda öğrenen, aklını kullanan, bilim dışı olan söylentilere inanmayan, zeki, çalışkan, güvenilir Türk insanını, çok önemseyen, özgür bireyler yetiştirmeyi amaçlayan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Türkiye’yi bölgelere ayıran, bölge okulları, bölge öğretmen okulları, kitaplıklar, hayvan ve bitki bahçeleri, tarım ve sanat okulları, üniversiteler, çağdaş konutlar, çarşılar, sinema, gazino, tiyatro, eğlence yerleri, spor sahaları, spor kulüpleri, müze, sanat galerileri, kültür merkezleri, halk evleri kuran, kurdurtan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Halk evlerinin kuruluş amaçları: dil, edebiyat, tarih, tiyatro, resim, heykel, müzik, spor, sosyal yardım, kütüphane, köycülük, halk dershaneleri, müze ve sergi kollarını yönlendirmek ve halkı eğitmekti. Bu kurumu kuran da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Yeni yazı düzeni getirerek Türk insanına kendi konuştuğu Türkçe dilinin bir ay gibi kısa sürede yazmasını, okumasını öğreten, dünyadaki tüm Türklerin bu yazı düzeninde çok kısa sürede birlerini anlayıp öğrenmelerini ve iletişim kurmalarını oluşturan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Osmanlı devleti içinde sığıntı olan, okuma yazma öğretilmeyen, kendi dilinde kendini devletine anlatamayan, devletin kurumlarında hiç olmayan, 200 vezirinden sadece 20 si Türk olan, bakanları, elçileri, devlet memurları Rum veya Ermeni olan, kadınlarında akıl değil fiziksel güzellik arayan bir sığıntı bozuk düzeni değiştiren Türklüğü öne çıkaran da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Sabiha Gökçen’in savaş pilotu, Afet İnan’ın ve daha nice kadınlarımızın bilim insanı olmasını isteyen de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Atatürk’ün özelliklerini sayfalar dolusu anlatmak gerekiyor. Bu hafta bu kadarda kalalım. Haftaya kaldığımız yerden devam ederiz.
Metin Cansız
7 Temmuz 2020
Düzenleme 25 Ekim 2022
Kaynakça
Falih Rıfkı Atay, Çankaya Kitabı, Sayfa 652-653, Kasım 2012 Pozitif yayınları
Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk Düşünüyor Kitabı 10. Basım, Kaynak Misafir Yayınları
Not: Görseller yazının akışına uygun sıralanmıştır
Eren Olympos, Sevil Çaylak ve 2 diğer kişi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÜVEN EKSİKLİĞİ İLE KENDİNİ AĞIR ELEŞTİRİ

TÜRK TARİHİNİN 26000 YILI