KARŞILAR! BİRİLERİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E, CUMHURİYET YÖNETİM BİÇİMİNE VE TÜRKİYE'YE KARŞILAR
ÇARŞAMBA PAYLAŞIMLARI 66. 17 Ocak 2024
Bu Gruplar Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyetine Kara Çalıp Örseliyorlar!
NEDEN?
1- Batılılar Azınlıklar Ayrımcılar
Ermeniler
2- Emperyalist Kapitalist Komünistler
Azınlıklar Osmanlıda ayrıcalıklıdır, askerlik yapmaz, vergi vermez, iş yapar para kazanır sömürür zengin olur, devşirilir memur, paşa olur, yönetime girer ülke onundur. Kendi okulu vardır okuryazardır, kentlerin en iyi yerlerinde yaşar. Kendi yasaları, mahkemeleri vardır. Ama yine de ayrılıkçıdır.
Türk eşek, asker ve köledir.
Tüm bu ayrıcalıklara karşı 1. savaşta ve öncesinde Osmanlıyı ve Türkü
Batılılarla bir olup arkadan vurmuştur. Üstelik mübadele istemiş, Türklerle
yaşamak istememişlerdir. Türk ezilmiş onlar zengin olmuşlardır. Bunlardan
ülkeyi ve Türk milletini Atatürk kurtarmıştır. Gittikleri yerlerde veya
kalanlar Türk Milleti ve Cumhuriyet sistemiyle bugün de uğraşmakta kötülemekte
yok etmeye öldürmeye çalışmaktadır. Sürekli karalama aşağılama yapmaktadır.
Türk vizesiz yurt dışına gidemez vizesiz gidilen yerlerde de gümrükte saatlerce
bekletilirler, amaç aşağılamak yok etmektir. Kendisine sahip olamayan yalnız
Türk milleti Osmanlı'nın hatalarından dolayı yok edilmek mücadelesi
vermektedir. Osmanlı İngiliz oyununa gelerek, kendi kendisini hanedanı yok
etmiştir. 1939'da maalesef İsmet İnönü'de aynı hataya uğramıştır. Celal Bayar,
Rüştü Aras, Şükrü Kaya bu üçlü 1937'de İngiliz oynuna gelmiş ve bugün çekilen
sıkıntıların nedenleri olmuşlardır.
Ayrımcı Kürtler tarihten beri Türk milletine karşı olmuşlar İran, Irak,
Suriye, İngiliz, Amerika ve diğer sömürücülerle beraber Türkleri arkadan
vurmuşlardır Ermeniler de aynı hataya düşmüşlerdir birlikte çizilen oyunlarla
Türk milleti ile kavga edip kendilerini de yok etmektedirler, fakir ve zayıf
kalmışlardır, önüne geçilemez sıkıntı içerisindedirler. Ezilmiş yok
olmaktadırlar. Türkiye'yi de zayıf düşürmektedirler. Anlaşılacak bir durum
değildir birilerinin kandırmasıyla insan kendini yok eder mi ?
Batılılar: Bunlar köle çalıştırarak zenginleşen toplumlardır. Din baskısından Orta
Çağ düşüncesinden kurtulup tüm dünyaya hakim olmaya çalışıyorlar. Türklere ve
fakir ülkelere ölüm kusuyorlar, dünya geçen yüzyılda olduğu gibi bu yüzyılda da
her yeri yanıyor, cayır cayır. Yayılmacı kapital dünyayı satın alıyor ve tek
şirket biçimine dönüştürüyor, insanlığı yok eder duruma geldiler. Özellikle de
Türkler yok olmalıdır diyorlar. Yüzyıllardır bu durum böyledir. Terör örgütleri
fetö, pkk, cemaatler, dinciler ve bunun gibilerle birlikte yıkım eylemleri
yürütürler. Sağ, sol eylemleri de mezhepçilik de bunları karşıdaki ülkeyi
zayıflatmak için yapmakta oldukları ciddi eylemlerdir.
2- Emperyalist Kapitalist Komünistler
Emicidir, soyucudur, dayatıcıdır, reklamcıdır. Her şey, herkes benim olsun
ister, İnsanın değeri yoktur. İnsan üreten eylemci ve köledir. Para, materyal
tüm değerlerin önündedir, sistemcidir, insanı sistem içine sokar yaşama şansı
vermez. Onun istediği olur, karşı çıkanı öldürür. Büyük savaşlar çıkarırlar.
İnsanların cebindekini, tüm varlığını alır ve öldürürler. İnsanları
yurtlarından sürer öldürür yok ederler. Mal ve mülklerine el koyar insanı
makinalaştırır, hızlı tüketime yönlendirir, borçlandırır kısa ömürlerini
değersiz kılar, yok eder aşağılık bir düzendir. İnsanı hasta, ruhsuz,
kişiliksiz, doğaya, bilime karşı duyarsız yapar. Alkole, sigaraya uyuşturucuya
bağımlı yapar öldürür, doğanın insana, hayvana verdiği gücü serbestliği
kısıtlar acımasızlaştırır, engeller düşüncesinin bile önüne demir perde kurar
zavalılaştırır, üstelik can korkusu salar.
Daha hızlı tüketmeye zorlar, borçlandırır ömür boyu borç ödettirir. Hasta
eder ilaç kullanmaya mahkûm eder, kalıplara sokar onun dışına çıkarmaz istesen de
çıkamazsın.
2. BÖLÜM
3- Osmanlı'yı savunanlar
4- Solcular
5- Sağcılar
6- Radikal dindarlar
3- Osmanlı'yı
savunanlar
Bunlar; padişahım çok yaşa diyerek her şeylerini ona
bağlayan padişahçılar, düşünmeyen, okumayan, okula bile gitmeyenler.
Yeniliklere, çağdaşlığa kapalı, açık olsa da uyum sağlamayan, padişahın onu
düşündüğünü zanneden, pasifleştirilmiş, sadece asker olduğunu düşünen, kendini
halife padişaha bağlayan, o ne derse o olur deyip ses çıkarmayan, okullaşma
karşıtı cahilliği önerenlerdir. Çağdaşlık karşıtı, düşünme yetisini
geliştirememiş, kadını insan saymayan, bilimi yok sayan, her şeyi din ve fetva
üzerine kuran, tasavvufi inanca dayalı düşünceyi önemseyen, Allah, vallah,
billah, inşallah, maşallah ile ömür geçiren zavallı, despot, asker ve pısırık
bir topluluktur.
4- Solcular:
Kendi kültürü öğretilmediği için tanımayan, bilmeyen, batılının yazdığı veya gizli örgütlerine yazdırdığı çakma parasal, toplumsal düzen aktarma bilgilerle donanımlılar.
Türk toplumuna ve toplum yaşamına uymayan maddesel ve felsefi düşünce
sahipleridir. Düşünmek isterler verilenlerin dışına çıkamadıkları için bilgi
dağarcıkları kısıtlıdır.
Doğacı gibi görünenler.
Kendi görüşleri dışında hiçbir zaman doğa ve insan ile barışık olmayan, bilgi
üretip böyle olmasını isteyen, tarihte yeri, uygulaması olmamış dünya görüşü
oluşturanlar. Kendi görüşleri dışındakilere değer vermeyenler.
Bu düşünce oluşumu dünya insanlarına 1900’lü yıllar sonrası enjekte edilmiş ve
uygulamaya sokulmuştur.
Bu oluşum; fakir, batık, bölünmüş ülkelere bu düşüncelerin, onların insanlarına
uyar mı düşündürmeden körü körüne inandıran, kendi kültürünü yok eden bir uygulama
ile karşı karşıya bırakan bir oluşumdur. Kendisini değil birilerini, dış
dünyayı savunur olurlar.
Tamamen uydurma uygulamaları başarısız, insanlar için zaten başarısız olan
kapitalist, emperyalist düzene bilmeden arkadan destek veren, işçi sınıfını öne
çıkarmaya çalışan! Sabitleşmiş fikirli insanlardır. Dünya insanlarını
yönlendirmek için birinin yazdırdığını, bize uyar mı diye düşünmeden
dünyaya uygulamaya çalışırlar. Örnekler; Rusya, Çin, Suriye ve diğer bu
düşünceye sahip devletlerdir. Bugün durumları ortadadır, insanlar tamamıyla
köledir ve sistem başarısız olmuştur. Bu düşünceyi oluşturan kapitalist,
emperyalist batı Vatikancı insanlar da aynıdır, sistem olarak başarısızdırlar.
Bunlara rağmen bazı insanlar bu uydurma sistemin peşinde koşmaktadırlar.
Türkiye’de de aynen böyledir.
5- Sağcılar:
İnsana değer vermez, dini hurafeleri esas alır, bilimi tanımaz, eğitim,
öğretimleri din üzerine kuruludur, dünya gelip geçicidir, insan askerdir,
köledir, yap denileni yapar karşı durmaz, duramaz. Emir kuludur, ataerkildir,
kadının sözü geçmez, insan bile sayılmaz, kendi içinde mistik yaşar, aile
dışına kapalıdır, bilgisizdir, okumamıştır, iyi eğitilmemiştir, kitap okumaz.
Batı hayranıdır onun ürettiklerini öne çıkarır kendi bir şey yapma eyleminde
değildir. Ölü kuralları vardır onların dışına çıkmaz, çıkamaz. Kadın erkek
birlikteliğini tabu sayar bu döngüden kendini kurtaramaz kalıplara sokulmuştur.
Sakallıların isteği dışına çıkamaz kandırır, dolandırır, dalavere yapar, ölü
yaşamıştır.
6- Radikal dindarlar
Bu grupta her şey din üzerine kuruludur. Emevi’lerin
hurafelerini din, Allah’ın emri kabul edip bunların dışında her şeyi reddeden,
mistik, soğuk, donuk, bilimle işi olmayan, bilimi neredeyse reddeden çağdaşlığa
karşıdırlar. Çağdaş ürünleri kullanan, kendi yapmayan yapanı da engelleyen,
icat çıkarma diyen, eğitilmediğini dahi bilmeyen, kulaktan dolma bilgilerle,
kapalı bir biçimde yaşayan, öbür dünya için bu dünyada yaşayan, kadını 2.sınıf
sayan, kitap okumayan bir topluluktur.
Para mal her şeydir, insan bunların kölesidir. Kadın
erkek eşitliğini savunur ama uygulamalarında olmaz, insanları kendi
değerleriyle değerlendirmez paracı yapar, eşitsizleştirir. Toplum düzenini bir
türlü oluşturamaz, zengin, fakir kişiliği kalıcı olur. Paranın dışında
acımasızdır. Sokaklarda yatan dilenen bu toplumlarda çoktur.
Bunlar Türkiye Cumhuriyeti ilkelerine karşıdır. Cumhuriyet ilkelerini kabul etmez, kendi ilkeleri uygulansın isterler. 1923'te kurulmuş, ilkeleri, örgütlenmesi, köklü değerleri, dili, başkenti, bayrağı olan 80 milyon Türk Milletinin genelde düşünce yapısını yaşam biçimini yönetim biçimini beğenmezler, üstelik aşağılarlar.
Bunlar ne isterler! Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk
milletini ve ordusunu yanına alarak dağılmış bir ordu ve Kuvayı Milliye ruhuyla
işgale karşı koyan dağınık düzenli milleti tekrar bir araya getirip oluşturduğu
bu çok değerli Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkarak, yerine özellikle her grup
kendi düşüncesine uyan bir devlet düzeni kurmak isterler.
BUNLAR:
1- Osmanlı tipi yönetim ister
2- Şeriatta yönetim ister
3- Sosyalist bir yönetim ister
4- Türkiye'yi işgal ederek Türkleri yok edip kendileri
devlet kursun isterler tabii diğerleriyle paylaşarak
5- Azınlıklar, Ayrılıkçı Kürtler, Ermeniler ve
batılılar Türkiye’yi paylaşmak Türkleri de yok isterler.
TÜRK MİLLETİ:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde yaşayan kendisi Türk ve bu coğrafyanın bin
yıllardır sahibi olan insanlar, Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkma mücadelesi
verir. Atatürk'ün 1923 tarihinde kurduğu cumhuriyetin bekçileridir, kullanılmayan
Cumhuriyet ilkelerinden başka hiçbir ideolojiyi kabul etmezler. 1919 -1938
tarihleri arasında ki yıllara dönerek kendisinin oluşturduğu Türk adıyla anılan
Türkiye Cumhuriyetini tekrar o günkü düzeni ve düşüncesine getirmek isterler,
bunun için büyük mücadele verilmektedirler.
GELELİM SONUCA
Türk milleti emperyalist, kapitalist
sosyalist emperyalist veya başka bir şey olamaz. Bu olgular Türklere Türk
kültürüne yabancı sözcüklerdir, bunları önemsemek ve uygulamakla kendimiz
olmamız imkânsızdır.
Türk milletinin ülküsü; çağdaş, akıl ve bilimin çok
önemsediği, kendi öz gelenekleri, töresi, devlet kurma ve yürütme becerisini
yeniden canlandırmaktır. Çünkü ordusu dünyanın en eski ordusudur. Töresi
dünyanın en eski eşitlikçi, adaletli, iyilikçi, faydalı, sevgi üzerine
kuruludur. Tarihi dünyada en eski tarihtir. Anadolu Özyurt'udur insanları ve
hayvanları çevik ve beceriklidir.
Yukarıda saydığımız etkenlerin dışında hiçbir dış etki
olmadan kurulan Türkiye Cumhuriyeti, değerli değerleri ile hiçbir etki altında
kalmadan yeniden uygulamaya sokulmalıdır.
Devlet düzeninin en önemli görevi eğitim ve
öğretim sistemidir.
Ordunun bağımsız ve kendi değerleriyle işlemesi
sağlanmalıdır.
Dini değerler gerçek bilgilerle yeniden
düzenlenmelidir ve Türkçe olmalıdır.
Ülkemizin güzel insanları bölünmeden parçalanmadan
Atatürk düşüncesi etrafında tek safta toplanmalı küçülüp başkalarına yem olmamalıdır.
Emperyalist, kapitalist,
sosyalistlerin özenilecek tarafı sadece bilim ve aklını kullanma yöntemi
olmalıdır! Yaptıkları insanlığa ve dünyaya zarar veriyor. Onların ne
yaptıkları, dili, inançları bize uymuyor. Vahşidirler; hayvan, doğa ve
insanların kan emicileridirler.
Türklerin kuracakları yeni düzen güneş, doğa, insan, canlı, cansız tüm evrenin
denge ve kuruluş düzeninin yansıması olmalıdır.
Bunun adı “İNSANLIK” tır, “SAYGI” dır.
Özümüz, Dilimiz İnsanlık Olmalıdır.
1- Atatürk'ün yazdığı, yazdırdığı “Türk Tarihinin Ana
Hatları” kitabı ve o dönemde yazılan kitaplar Türkiye Cumhuriyeti’nin
düzenidir.
2- Atatürk'ün söylevi çok önemlidir
3- İstiklal Marşı'nın yazıldığı yıl henüz
İstiklal Savaşı olmamıştır. Bu Tarih 12 Mart 1921'dir.
Metin Cansız
18 Aralık 2023
İzmir Türkiye
Yorumlar
Yorum Gönder